إذا
نزلوا على حكم
رجل
71- Kuşatılan
Düşman'ın Birinin Hükmü Üzerine Teslim Olmaları
أخبرنا
إسماعيل بن
مسعود قال
حدثنا خالد
قال حدثنا
شعبة عن سعد
بن إبراهيم
قال سمعت أبا
أمامة بحدث عن
أبي سعيد أنه
سمعه لما نزل
أهل قريظة على
حكم سعد أتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم على حمار
فقال إن هؤلاء
نزلوا على
حكمك قال فإني
أحكم أن تقتل
مقاتلتهم
وتسبى
ذراريهم قال حكمت
فيهم بحكم
الملك
[-: 8625 :-] Ebu Umame, Ebu Said'den
naklediyor: Kurayza ahalisi Sa'd'ın vereceği hükme razı olup teslim
olduklarında, Sa'd bir merkep üzerinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e gitti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Bunlar
senin hükmün üzerine indiler" buyurunca, Sa'd: "Savaşçılarının
öldürülmesi, çoluk çocuklarının da esir alınması hükmünü veriyorum" dedi.
Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onlara Allah'ın hükmü
ile hükmettin" buyurdu.
Tuhfe: 3960
5906. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال حدثنا
الليث عن أبي الزبير
عن جابر أنه
قال رمي يوم
الأحزاب سعد بن
معاذ فقطعوا
أكحله فحسمه
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بالنار
فانتفخت يده
فتركه فنزفه الدم
فحسمه أخرى
فانتفخت يده
فلما رأى ذلك
قال اللهم لا
تخرج نفسي حتى
تقر عيني من
بني قريظة فاستمسك
عرقه فما قطر
قطرة حتى
نزلوا على حكم
سعد بن معاذ
فأرسل إليه
فحكم أن يقتل
رجالهم ويستحيي
نساؤهم
ويستعين بهم
المسلمون
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أصبت حكم الله
فيهم وكانوا
أربعمائة
فلما فرغ من
قتلهم انفتق
عرقه فمات
[-: 8626 :-] Cabir der ki: Sa' d b.
Muaz, Hendek savaşı sırasında yaralandı ve elinin damarlarından biri kesildi.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onun elinin kesilen yerini ateşle
dağladı. Eli şişince kanını akıttı ve onu bir daha ateşle dağladı. Sa'd elinin
bir daha şiştiğini görünce: "Allahım! Kurayza oğullarından yana içimi
rahatlamadan canımı alma" diye dua etti. Bunun üzerine Sa'd'ın akan kanı
kesildi ve Kurayza oğulları onun hükmüne razı olup teslim olana kadar da bir
damla bile akmadı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Sa'd'a haber
gönderip vereceği hükmü sorunca, Sa'd erkeklerinin öldürülmesi, kadınlarının
ise Müslümanların hizmetinde kullanılmak üzere sağ bırakılması yönünde hüküm
verdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de:
"Bunlar hakkında
Allah'ın hükmüne muvafık bir hüküm verdin" buyurdu. Kurayza oğullarının
öldürülecek erkekleri dört yüz kişi idiler. Öldürülme işi bittiğinde Sa'd'ın
damarı yırtıldı ve öldü.
Tuhfe: 2925
Diğer tahric: Hadisi
Müslim (2208), Ebu Davud (3866), İbn Mace (3494), Tirmizi (1582), Ahmed, Müsned
(14343) ve İbn Hibban (4784,6083) rivayet etmişlerdir.
إنزالهم
على حكم الله
وإعطاؤهم ذمة
الله عز وجل
72- Kuşatılan
Düşman'ın Allah'ın Hükmü Üzerine Teslim Olmaları ve Kendilerine Allah'ın
Zimmetinin Verilmesi
أخبرنا
محمود بن
غيلان قال
حدثنا عبد
الصمد قال
حدثنا شعبة
قال حدثني
علقمة بن مرثد
أن سليمان بن
بريدة حدثه عن
أبيه قال كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا بعث
أميرا على جيش
أو سرية دعاه
فأوصاه في
خاصة نفسه ومن
معه من
المسلمين
خيرا وقال
اغزوا باسم
الله ولا
تغدروا ولا تمثلوا
ولا تقتلوا
وليدا وإذا
لقيت عدوك من
المشركين
فادعهم إلى
إحدى ثلاث فإن
أجابوك إليها
فاقبل منهم
وكف عنهم
ادعهم إلى
الإسلام فإن
فعلوا
فأخبرهم أن
لهم ما
للمسلمين وأن
عليهم ما على
المسلمين ثم
ادعهم إلى
التحول من دارهم
إلى دار
المهاجرين
فإن فعلوا
فأخبرهم أن
لهم ما
للمهاجرين
وأن عليهم ما
على المهاجرين
فإن هم أسلموا
واختاروا
دارهم
فأخبرهم أنهم
كأعراب
المسلمين
يجري عليهم
حكم الله الذي
يجري على
المؤمنين أو
قال على
المسلمين وأن
ليس لهم من
الغنيمة
والفيء شيء
فإن هم أبوا فادعهم
إلى إعطاء
الجزية فإن هم
فعلوا فاقبل منهم
وكف عنهم فإن
أبوا فادعهم
إلى إعطاء الجزية
فإن هم فعلوا
فاقبل منهم
وكف عنهم فإن
أبوا فاستعن
الله عليهم
وقاتلهم وإذا
حاصرتم حصنا
فأرادوا على
أن تجعل لهم
ذمة الله وذمة
رسوله صلى
الله عليه
وسلم فلا تجعل
لهم ذمة الله
تعالى ولا ذمة
رسوله صلى
الله عليه
وسلم واجعل
لهم في ذمتك
وذمة آبائك
وذمم أصحابك
فإنكم إن
تخفروا ذمتكم
وذمم أصحابكم
أهون عليكم من
أن تخفروا ذمة
الله وذمة
رسوله صلى الله
عليه وسلم
وإذا حاصرتم
أهل حصن
فأرادوا على
أن تنزلوهم
على حكم الله
فلا تنزلوهم
على حكم الله
فإنك لا تدري
أتصيب فيهم
حكم الله أم لا
ولكن انزلوهم
على حكمك
[-: 8627 :-] Süleyman b. Bureyde,
babasından naklediyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir orduya veya
askeri birliğe bir komutan tayin ettiği zaman onu çağırır, özelolarak
kendisine, genelolarak da askerlere tavsiyelerde bulunur ve:
"Allah'ın adıyla
savaşın ve vefasızlık etmeyin. Öldürdüğünüz kimselerin uzuvlarını kesmeyin ve
çocukları da öldürmeyin. Müşriklerden düşmanlarınla karşılaştığın zaman onları
şu üç şeyden birine davet et. Eğer davetine icabet ederlerse sen de bunu
onlardan kabul et ve onlara dokunma. Onları İslamiyet'e davet et. Eğer kabul
ederlerse, Müslümanların sahip oldukları haklara sahip olacaklarını, Müslümanların
sorumlu oldukları şeylerden de sorumlu olduklarını bildir. Sonra onları kendi
yurtlarını bırakıp müslümanların yurduna hicret etmeye davet et. Eğer kabul
ederlerse, Muhacirlerin sahip oldukları haklara sahip olacaklarını,
Muhacirlerin sorumlu oldukları şeylerden de sorumlu olduklarını bildir. Eğer
Müslüman olup yurtlarında kalmayı tercih ederlerse, bedeviler konumunda
sayılacaklarını, onlara Allah'ın hükmünün geçerli olduğu gibi kendilerine de
geçerli olacağı haberini ver. Bu durumda savaşta kazanılan mal ve ganimetIerden
onlara pay yoktur. Eğer İslam'ı kabul etmezlerse onlardan cizye (vergi) iste.
Eğer bunu kabul ederlerse onlardan bunu kabul et ve onlara dokunma. Eğer kabul
etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Eğer kaledekileri kuşatırsan
ve onlar senden Allah'ın ve Peygamberinin zimmetini kendilerine vermeni
isterlerse onlara Allah'ın ve Peygamberinin zimmetini verme. Fakat onlara kendi
zimmetini, babanın ve arkadaşlarının zimmetini ver. Sizin kendi zimmetinizi,
babalarınızın ve arkadaşlarınızın zimmetini bozmanız Allah'ın ve Resulünün
zimmetini bozmanızdan daha kolayolur. Eğer kaledekileri kuşattığında senden
Allah'ın hükmünü kendilerine vermeni isterlerse onları Allah'ın hükmü üzerine
indirip teslim alma. Çünkü onlara Allah'ın hükmünü verirken doğruya isabet edip
edemeyeceğini bilemezsin. Fakat onları kendi hükmün üzerine teslim al"
buyururdu.
Tuhfe: 1929
8532. hadiste tahrici
yapıldı.